• Gürsel Mh. İmrahor Cd Tümleç Sok. No:29
  • Pazartesi - Cuma: 9.00 - 17.00
  • Dil Seçimi
  • Telefon
    +90 (212) 290 62 72 (pbx)

  • Mail
    info@basalanhukuk.com.tr

Yargıtay Kararı

dosya_2021-04-26_08-58-30_61-44.jpg

Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1987/512
K. 1987/898
T. 17.2.1987
• HAKSIZ REKABET ( Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa Göre Korunan Eserler )
• FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNUNA GÖRE KORUNAN ESERLER ( Haksız Olarak Çoğaltıldığının Kanıtlanması )
• HAKSIZ ÇOĞALTMA İDDİASI ( Eser Sahibinin Kanıtlama Zorunluluğu )
6762/m.56,57


ÖZET : Fikir ve sanat eserleri kanununa göre korunan eserlere ilişkin haksız rekabet davasında, davacının kendisine ait eserlerin davalı tarafından haksız olarak çoğaltıldığını kanıtlaması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Zonguldak Asliye 1. Hukuk Hakimliğince verilen 25.3.1986 tarih ve 288-181 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu kerre ikmalen gelmekle, dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortakları olan çok sayıda müzik prodüktörünün büyük masraflarla imal edip piyasaya sürdüğü plak ve kasetlerde yer alan müzik eserlerini davalının hiç bir hakka dayanmadan çoğaltıp sattığını, davalının bu davranışının haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek 1.500.000 lira tazminatın faiziyle tahsilini, haksız rekabete konu olan kasetlerin toplanmasını, haksız rekabetin önlenmesini ve hüküm özetinin gazeteyle ilanını talep etmiştir.

Davalı vekili cevabında haksız ve dayanaksız davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davacının telif hakkı kendisine ait eserlerin davalı tarafından haksız olarak çoğaltıldığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı vekili hükmü temyiz etmiştir.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve 2494 sayılı Kanunla değişik HUMK.nun 67/f. III. maddesi hükmüne göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına 1500 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubuyla temyuz edenden alınmasına, 17.2.1987 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Davacı, musiki sanatkarları ile anlaşarak bunlara ait müzük parçalarından oluşan plak ve kaset ürettiklerini, ancak davalının bu plak ve kasetleri kendi aletleri ile kaset olarak çoğaltıp satmak suretiyle gerek Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa, gerekse TTK’nun haksız rekabete ilişkin 56 ve vd. maddelerine aykırı davrandığından bahisle 1.500.000 lira tazminat ve sair taleplerde bulunmuştur.

Davalı taraf bazı usuli itirazlarda bulunmuş, haksız rekabet iddiasını kabul etmemiş ve davanın reddini istemiş olmakla beraber davacının böyle bir talepte bulunmaya hakkı bulunmadığı şeklinde bir savunma yapmamıştır.

Mahkeme, davacının ibraz ettiği delillerin davalının davacıya ait plak ve kasetleri isimsiz olarak çoğaltıp piyasaya sürdüğüne, bunların imtiyazının davacıya ait olduğuna ve iddiayı ispata yeterli bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.

1 - İlk önce davacının plak ve kasetlerini imtiyaz hakkına sahip olmadığı gerekçesine değinmek gerekmektedir. Davalı böyle bir savunma yapmadıktan başka Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 11/1. maddesi hükmü gereğince, yayınlanmış eser nüshalarında, o eserin sahibi olarak adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar, o eserin sahibi sayılır. Bu karinenin aksini, yukarıda değindiğimiz gibi, davalı savunmamış ve kanıtlamamıştır.

Eğer eser üzerinde sahibinin adı belirtilmemiş ise bu halde de FSEK’nun 12. maddesinin uygulanması ile sonuca varmak gerekecektir. Bu madde hükmüne göre yayınlanmış olan bir eserin sahibi 11. maddeye göre belli olmadıkça, yayımlayan ve o da belli değilse çoğaltan, eser sahibine ait hak ve selahiyetleri kendi namına kullanabilir. Yine bu maddenin üçüncü fıkrasına göre bu gibi eserlerde bu maddeye göre selahiyetli kimselerle asıl hak sahipleri arasındaki münasebetlere, aksi kararlaştırılmamışsa, adi vekalet hükümleri uygulanır.

Bu hükümler göstermektedir ki, eseri yayınlıyan kimse, eser üzerinde adı bulunsun veya bulunmasın, eserin sahibi addedilir ve eser sahibinin hak ve yetkilerini ve tabii ki bu arada dava hakkını da kullanabilir. O halde mahkemenin eserlerin imtiyazının davacıya ait olduğu ispat edilememiştir” şeklindeki gerekçesi yerinde değildir. Bu durumda davacının FSEK’nun 6. maddesi gereğince işlenmiş bir eser sahibi ve yine aynı kanunun 22. maddesi gereğince de çoğaltma hakkının ona ait olduğunun kabulü gereklidir.

2 - Davacı delillerinin büyük bir kısmını dava dilekçesinde göstermiş bir kısmını ibraz etmiş ve ayrıca mahkemenin lüzumlu görüp tarafımızdan isteyeceği yasal deliller cümlesini de eklemiştir.

Yargıç davayı halletmekle görevlidir. İlgili taraftan ibraz edecek başka delilim yoktur” gibi imzalı bir beyan alıp sonra da bu deliller iddiayı ispata yeterli değil, diyerek davayı reddetmek yargıçlık görevine ve usul hükümlerine uygun değildir. Her şeyden önce Yargıç tarafların uyuştukları ve ihtilaflı oldukları hususları tesbit eder HUMK. md. 216 ve tarafların ibraz ettikleri deliller yeterli değilse gerekli delillerin ibrazına, bilirkişi incelemesi yapılmasına veya keşfe kendiliğinden de karar verebilir ( HUMK. md. 75/3, 275, 363 ). ( Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1980, Cilt 2. sh. 1390, 1391 ).

 Oysa mahkeme davacıya, ne dava konusu edilen plak ve kasetleri ibraz ettirmiş, ne ihtiyati tedbir yoluyla el konup yediemine teslim edilen davalıya ait kasetleri getirtmiş, ne de haksız rekabet veya FSEK’na aykırılık olup olmadığı yönünde bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar vermiştir. Bu suretle de eksik tahkikatla sonuca varmış olmakla hükmün bu nedenle de bozulması gerekirdi.
Sonuç olarak yukardaki gerekçelerle hükmün bozulması gerekirken onanması yönünde oluşan çoğunluk görüşüne karşıyım.